Le Bellefeuille, Saint James Paris'teki gizli Michelin yıldızlı iyot kokulu restoran

Le Bellefeuille, Saint James Paris'in yeni gastronomik restoranıdır. Açılışından sadece birkaç ay sonra şef Julien Dumas ilk Michelin yıldızına layık görüldü. Kendinizi evinizde hissedeceğiniz bu restoranı keşfetmeye gidiyoruz.

Paris' in 16. bölgesinde yer alan bu özel ve gizli otel Saint James Paris, Laura Gonzalez'in muhteşem dekorunu gözler önüne sermek üzere kapılarını yeniden açtı. Kapılardan geçerek 1892 yılından kalma görkemli bir binaya bakan güzel çeşmeyi keşfedin.

Mekânın kalbinde, Bellefeuille'e gidiyoruz. Bu restoranda dekoratör çok romantik bir ortam ortaya koyuyor. "Bahçelerle çevrili konumu sayesinde neoklasizm, 19. yüzyıl romantizmi ve pastoral şiirin bir karışımı. Kesinlikle Parisli bir ilham kaynağı". Güzel avizeler ve süslemeler bu en misafirperver mekanın cazibesine katkıda bulunur. Şömine kendinizi evinizde hissetmenizi sağlar.

Saint James Paris 'te ve özellikle de Restaurant Bellefeuille'de karşılama ilahi ve hizmet kusursuzdur. Atmosfer samimi ve rahattır. Açık mutfak, gürültüden rahatsız olmadan şef Julien Dumas ve ekibinin çalışmalarını görmenizi sağlar. Şefin masadan masaya dolaştığını görmek alışılmadık bir durum değil, bu da tüm mekana daha da keyifli bir his veriyor.

Mutfağa gelince, şef bize iyotlu yemeklerden oluşan güzel bir menü sunuyor. Julien Dumas, daha önce bir yıldızla ödüllendirildiği Lucas Carton restoranında geçirdiği 7 yılın ardından, sadece 6 ay sonra başarı ile taçlandırılan yeni bir sayfa açıyor. Le Bellefeuille'de hayal gücünü özgür bırakıyor ve bizi kara ile deniz ve çocukluk anıları arasında keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

Akşam yemeği için restoran 6 çeşit (145 €) veya 9 çeşit (180 €) gastronomik menü sunuyor, ancak menünün en iyilerini içeren alakart yemekler arasından seçim yapmakta özgürsünüz. Birbirini takip eden yemekler, kuşkonmaz ve yeşil zey tinleriyle bir zeytin ağacının gölgesinden, çayırlardan gelen kuzu eti ve ilahi deniz kenarı ot sosuyla Mont Saint-Michel'in çayırlarına uzanıyor.

Alabalık ve yabani sarımsaktan Saint-Malo Körfezi'ndeki deniz taraklarına ve Chausay Adaları'nda füme biber ve bahar lahanası ile ıstakozu keşfetmek için ilahi bir durağa kadar, yolculuk sürprizlerden ve hoşgörüden biridir.

Peynirlerden oluşan güzel bir seçkinin ardından, bize bir değil 3 tatlı sunuluyor. Şefin çocukluk anılarından esintiler taşıyan bir üçlü. Patrick Cholet'nin ayçiçeği balı ile kaplanmış kremsi propolisli hindiba sorbesinden pembe greyfurt, limon ve Douglas çamı sorbesine, Ekvador'dan gelen bitter çikolata ve solucan otu ile yolculuk yüksek bir notla sona eriyor.

Biyoçeşitliliğe ve doğaya saygılı ürünlerle çalışmayı seven bu kararlı şefin mutfağı sizi baştan çıkaracak. Sorumlu balıkçılık, özenle tedarik edilmiş iyi ürünler, hepimiz bunun için varız.

Büyüleyici, romantik ve gizli bir ortam ve güler yüzlü hizmet arıyorsanız, burası tam size göre!